-
1 aksi tesadüf
-
2 aksi tesadüf
вот невезе́ние! -
3 aksi tesadüf
a) unfortunate coincidence b) unluckily -
4 aksi
1.1) противополо́жный тж. перен.aksi akıntı — обра́тное / противополо́жное тече́ние
aksi delil — противополо́жный до́вод, контраргуме́нт
aksi fikir — противополо́жное мне́ние
2) своенра́вный, упря́мыйaksi eşek — упря́мый осёл
2.çok aksi bir çocuk — ужа́сно своенра́вный ребёнок
(тж. aksi aksi) наоборо́тaksi anlamak — поня́ть превра́тно
aksi çıkmak — получи́ться не так, как жда́ли
işleri aksi gitti — его́ дела́ пошли́ ши́ворот-навы́ворот
••- aksi takdirde
- aksi şeytan!
- aksi tesadüf -
5 aksi
aksi1 → akis1aksi cevap Absage f, abschlägige Antwort;aksi gibi unglücklicherweise;aksi gitmek schief- oder danebengehen;aksi halde oder takdirde anderenfalls, sonst;aksi tesadüf Missgeschick n -
6 aksi
"1. opposite: Aksi istikamette yol açıktı. There was no traffic in the opposite lane. 2. peevish, irritable; perverse, contrary. 3. inopportune, untimely. 4. adverse, negative. 5. unfortunate (circumstance, situation). - aksi irritably. - delil counterproof. - gibi colloq. Wouldn´t you know it? As if to spite me,...: Aksi gibi cebimde beş para kalmamıştı. But it was just my luck that I didn´t have so much as a penny on me. - gitmek (for things) to go wrong. - halde if not; otherwise. -ni iddia etmek to assert the contrary. -ni söylemek to say the opposite. - şeytan! colloq. Damn! - takdirde otherwise. - tesadüf 1. As bad luck would have it,.... 2. unfortunate coincidence. - tesir undesired reaction, opposite effect." -
7 Zufall
Zufall <-(e) s, -fälle> mrastlantı, tesadüf;das ist aber ein \Zufall! bu da ne tesadüf!;ein glücklicher/unglücklicher \Zufall iyi/aksi bir rastlantı [o tesadüf];etw dem \Zufall überlassen bir işi tesadüfe bırakmak;es war reiner \Zufall, dass......in olması sırf kısmetti;durch \Zufall tesadüfen, rastgele, kazara;wenn der \Zufall es will, ... kısmet olursa,...
См. также в других словарях:
aksi tesadüf — şanssızlığa bak anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksi — sf. 1) Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti. O. C. Kaygılı 2) Uygun olmayan Kusura bakma abla! Aksi zamana rastladı. Gazozları yetiştiremedik. A. K. Tecer 3) İnatçı, hırçın, huysuz Ben bu aşçı… … Çağatay Osmanlı Sözlük